Kapat
Bilgi 38.024 6

Şiddet ve Şiddet Türleri

Ülkemizde sürekliliğiyle gündemde olan şiddet, uygulayıcısı tarafından bilinçli bir eylem olup karşısındaki bireye, hayvana, bitkiye veya cansız varlıklara yönelik duygusal, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddet olarak ele alınabilir. Erich Fromm, şiddeti ‘’oyuncu şiddet, tepkisel şiddet, dengeleyici şiddet ve kana susamışlık’’ olarak dört ayrı şekilde tanımlarken Michaud şiddeti ‘’gücün şiddet olarak tanımlanabilmesi için belirlenmiş olan norm sayısı kadar şiddet biçiminin bulunduğu kabul edilebilir.’’ Michaud’un bir diğer düşüncesine göre, ‘’biri veya bir grup, bir diğerine ve gruba yönelik, onların ‘bedensel-törel bütünlüğüne ya da mallarına, simgesel ve sembolik kültürel değerlerine zarar verecek şekilde davranılmasının sonucu’’nu şiddet olarak tanımlar.

Bir şeye şiddet demek için iki temel öge vardır. Bunlar:

  • Güç bulundurma/zor potansiyeli
  • Zorlama/zorbalık (zarar verme- engelleme, yaptırma- yaptırtmama)

1.öge potansiyel, 2. öge ise eyleme yöneliktir.

Erich Fromm’un dört ayrı şekilde tanımladığı şiddet türleri:

Oyuncu Şiddet Nedir?

Oyuncu şiddet, yıkımı amaçlamayan, nefret ve yıkıcılıkla güdülenmeyen, hünerlerini sergileme amacı olan bir türdür ve bu türde yok etme arzusu yoktur.

Tepkisel Şiddet Nedir?

İnsanın kendisinin ya da bir başkasının; ”yaşamını, özgürlüğünü, onurunu ve malını korumak için” başvurulan bir şiddet türüdür. Tepkisel şiddet, tehdit edilme yani korku duygusundan kaynaklanmaktadır. Bir saldırı karşısında kendini korumak amacıyla, gereksinimleri karşılamada önüne çıkan engelleri yok etmek için, kıskançlıktan dolayı, hayal kırıklığına uğratıldığı için ya da bir başkasından öç almak amacıyla gösterilen şiddettir.

Dengeleyici Şiddet Nedir?

Dengeleyici şiddet, diğer türlerden farklı olarak patolojik (hastalıklı) bir şiddet biçimidir. Bu tür, yaşamın hizmetinde değildir ve yaşamın yerine konan patolojik bir olgudur. Bu türün kökleri güçsüzlükte yatmakta ve güçsüzlüğe karşı dengeleyici şiddetin temelinde ise ”yaratmayan insan yok etmek ister” mantığı vardır. Bireyin, ”güçsüzlüğü” gizlemeye yönelik ya da telafi etmeye yönelik bir eylem olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sayede birey kendisini yadsıdığını düşündüğü yaşamdan öç aldığını hissetmektedir.

Kana Susamışlık Nedir?

Kana susamışlık Erich Fromm’a göre bir şiddet türüdür ve bu türde birey ”kan akıtılarak kendisini canlı, güçlü, eşsiz ve başkalarından üstün” olarak görmektedir. Birey karşı tarafa bu şiddet türünü uyguladığında kendisinin haz alacağını ve kendisi için bir tatmin yolu olduğunu düşünür.

Şiddeti konu alan bir sempozyuma göre ise şiddet; Bireysel ve Yapısal (Toplumsal Koşulları veya ‘Sosyal Sistemin Baskı Unsurları) olarak ikiye ayrılmıştır. Bireysel şiddet kendi içerisinde fiziki ve psişik olarak iki alt başlığa, fiziki alt başlığı da kişilere yönelik (şiddete başvurma) ve mala-eşyaya yönelik (vandalizm) şeklinde ikiye ayrılmıştır.

Şiddeti ve şiddetin tanımını şu sözlerle sonlandırabiliriz:

‘’Dünyanın hiçbir ülkesi, sadece yasalarla verilen ağır cezalarla şiddeti önleyemedi. Çünkü şiddet çocuklukta öğrenilen ve zamanla alışkanlık haline gelen kötü bir davranış biçimidir. Hayatının bir döneminde fiziksel ya da psikolojik şiddet gören veya şiddete tanıklık eden çoğu insan daha sonra bu şiddeti başkalarına da uygular ya da ona şiddet gösterecek insanları alır hayatına. Psikolojik şiddet kişinin en yakınları tarafından aşağılanması, hor görülmesi, değersizleştirilmesi, daha da önemlisi sevilmemesidir. Şiddet gösteren insanlar mutsuz, güvensiz ve kırılgandır. Onları hiç sevmeyen, bir türlü onaylamayan bu dünyaya öfkelidirler. En yakınlarının açtığı yaraların bedelini başkalarına ödetirler. Çocukken aldığımız yaraların sonraki hayatımızda bizi nerelere götürdüğünü izlerken biraz hüzünlensek de, hep birlikte şiddete‘’ dur diyelim.’’

˗˗Kırmızı Oda

 

Aydan Kılman {Aydan Kılman}

“Şiddet ve Şiddet Türleri” üzerine 6 yorum

  1. Mehmet Rıdvan Özkan dedi ki:

    Öncelikle bu kadar kısa şekilde bu kadar güzel konuyu özetleyen yazara teşekkürlerimi iletiyorum ve şunları eklemek istiyorum. Üzülerek söylemeliyim ki şiddet önceden vardı şimdi var her daim var olacak. Her ne olursa olsun hiçbir canlı şiddeti hak etmemektedir ve bu şiddeti uygulamaya hiç kimsenin yetkisi hakkı yoktur. Bu konunun konusu ne olursa olsun her forumda internet sitesinde sosyal medyada televizyonda sürekli dile getirilmesi gerektir. O şiddet yanlısı cani insanları görüp sesini çıkarmayan insanların da onlardan farkı yoktur. Herkesten ricam sessizlerin sesi olalım. Özellikle hayvanlara yapılan şiddete sessiz kalmayalım gözardı etmeyelim. “Tanrı der ki; hayvanlar benim sessiz kullarımdır, şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklar.” Eğer biz onların sesi olmazsak o hesap muhakkak bizden de sorulacaktır.

  2. Murat can çelik dedi ki:

    Vayy harika bir yazı

  3. Binnur dedi ki:

    Gündemimizde olan şiddet konusunu bu derecede net ve gerçekten hem psikoloji açısından değerlendirilmesi hemde toplum üzerinden değinerek örneklerle ifade edilmesi son derece başarılı bu yazıları okudukça çok şükür ki hala bunun bilincinde olarak bu yazıyı paylaşan bireylerimiz olduğu için çok mutluyum ve bu yazıyı yazan ve aktaran kişilere teşekkür ediyorum ve artık bu şiddetin sonu gelsin diyorummm.

  4. Kardelen Özdemir dedi ki:

    Cidden çok doğru noktalara değinilmiş şiddeti önlemek istiyorsak buna çocuklardan başlamalıyız

  5. Nazlı dedi ki:

    Yazıyı kaleme alan arkadaşımızın çok güzel tespitleri var.

  6. Hamit KARABAŞ dedi ki:

    Uzun zamandır websosyal okuruyum bu yazı bambaşka olmuş elinize sağlık.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.