Türk sinema tarihine baktığımızda ilk komedi türündeki denemler olarak Himmet Ağa’nın İzdivacı
(1916-1918) ve Leblebici Horhor (1916) görülmektedir. Himmet Ağa’nın İzdivacı, Moliere’in Zor Nikah
uyarlamasıdır.
Dönemin komedicileri genellikle tuluat geleneğinden gelen, tiyatro eğitimi almasa da gelecekteki “okumuş” tiyatrocuları derinden etkileyecek isimlerdir. Günümüzde dahi isminden söz ettiren, tuluatın önemli isimlerinden olan İsmail Dümbüllü, (40-50li yıllarda) bir çok filmde yer almış, ve gelenekçiliği sinemaya aktararak pek çok kişiye ışık olmuştur.
1960’lı yıllar güldürü tiplerinin ortaya çıktığı yıllardır. Cilalı İbo, Adanalı Tayfur ve Turist Ömer
birer halk kahramanı olmuşlardır. Onların filmlerinde sınıfsal çelişkiler ve toplumsal taşlamalar
görülmemektedir. Komik olan davranışlarıdır. Durum komedisi ve karakter komedisine birer örnek
oluşturmaktadırlar
1970’li yıllara gelindiğinde ise piyasada Arzu Film ekolü oluşmuş, Ertem Eğilmez ve Sadık Şendil ortaklığında çıkan filmler tüm ülkeyi kahkalara boğmuştur. Ertem Eğilmez yönetmen, yapımcı ve en önemlisi iyi bir araştırmacıdır. Çektiği filmleri sinemada seyircilerden habersiz izler ve onların verdiği tepkilere göre radikal kararlar alır, belki de günümüzün en önemli komedyenlerinden biri sayılan Kemal Sunal’ın keşfi de bu izlenimleri sayesinde kazanılmıştır.
Salak Milyoner, Neşeli Günler, Mavi Boncuk ve bir seri halinde Hababam Sınıfı, genellikle aynı oyuncu kadrosuyla yapılan bu işler döneme damgasını vurmuştur. Tüm bu süreç içerisinde farklı akımların etkisi sinemada görülse de özde hep tuluat vardır.
Tuluatın mirasçıları Türk sinema ve tiyatro tarihinin önemli isimleri Ferhan Şensoy ve Müjdat Gezen, bu geleneği gerek sinema gerekse tiyatroda devam ettirmişlerdir. Günümüzde farklılıklar kazanan komedi sineması ise, pek çok farklı tarzı içinde barındırmaya devam etse de, değişen izleyici profiliyle daha çok gişe kaygısıyla yapılan filmlere evrilmiştir. Bu dönemin önemli isimleri ise Cem Yılmaz, Ata Demirer, Şahan Gökbakar ve Yılmaz Erdoğan’dır.
